Formeform Beslenme ve Diyet Danışmanlığı

C VİTAMİNİ

FormeForm Makaleler

C VİTAMİNİ

C vitaminin kimyasal olarak tanımı henüz yapılmadan hastalıklarla ilişkisi bilinmekteydi. Hipokrates milattan önce 450 yıllarında skorbütü, diş etlerinin kangreni, diş kaybı ve askerlerin ayaklarında şiddetli ağrılar gibi belirtilerle tanımlamıştır.
Dünyanın bir çok yerindeki ilkel topluluklar skorbüt belirtilerinden korunmada taze meyve sebzeleri kullanmıştır. İskoçyalı bir doktor James Lind 1753 de portakal ve limonla askerlerdeki skorbüt hastalığını önlediğine dair deneme ve gözlemlerini yayınlamıştır. Bu denemelerden yararlanan Kaptan Cook, 1772 de başlayıp 1775 ylında sonlanan üç aylık deniz yolculuğunda uğradığı her limandan gemiye taze meyve ve sebze depo ederek askerlerini hastalıktan korumuştur. İngiliz denizcilerinin diyetine turunçgillerin eklenmesi, 1975 yılında zorunluluk haline getirilmiştir. 20.y.y başlarındada C vitamini kimyasal fiziksel yapısı tamamen incelenip bilimsel gerçekleriyle ortaya çıkmıştır.
C vitaminin kısa bir tarihinden sonra şimdi kendi özelliklerine bakalım. En çokta bizi ilgilendiren kısmına, yapısına, besinsel değerine..
Besinlerde bulunan C vitamini havanın oksijeni ile okside olur. Yani bozulur, oksidasyon sonucu vitamin aktivitesini kaybeder. Bitki  dokusu sağlamken oksidasyon gerçekleşmez, kesme, soyma, ezilme ve kurutma gibi işlemler sonucu bozulma gerçekleşir.
C vitaminin bir diğer özelliği suda çok kolay erimesidir. Su içinde pişirilen besinlerde vitamin suya geçer, suda hemen erir ve aktivitesini kaybeder.
Besinlerdeki  C vitamini vücuda alındıktan birkaç saat sonra ince barsaklardan emilir. Gereksinim fazlası alındıkça emilim oranı düşer. Vücuda  günlük gereksinmemiz kadar vitaminleri almamız yeterli olacaktır. Besinlerle alınan C vitamini , saf olarak alınandan daha kolay emilip vücutta işlevsel olarak kullanılmaktadır.
C vitaminin vücudumuzda pek çok işlevi vardır.

    C vitamini dokuları bir arada tutan kollojen dediğimiz yapının oluşmasında görevlidir
    Kan damarlarımızın kuvvetli olmasında rol alırken, düzenli alan kişilerde kan akım hızı olumsuz etkilenmez.
    C vitamini vücudu enfeksiyonlardan ve bakteri/ virüs toksinlerinden korur.
    İnsan kanındaki bağışıklık öğelerini (IgA,IgM gibi) arttırır.
    C vitamini demir gibi diğer bazı vitamin ve minarellerin vücutta daha işlevsel kullanılmasına yardımcı olur.
    C vitamini kolesterolü dengeleyerek koroner kalp hastalığı riskini en aza indirir.
    Kanser yapıcı maddeler gibi toksinleri etkisiz hale getirirken etken madde olarak rol alır.

Bu ve bunun gibi pek çok madde sayabiliriz aslında . Vücudumuzda harika görevleri olan c vitaminini en doğru miktarda ve en doğru şekilde almaya çalışalım. Özellikle bağışıklığımızı kuvvetlendirmek istediğimiz bugünlerde. C vitaminini en verimli haliyle tüketmek için saklama koşullarına ve nasıl tüketeceğimize lütfen dikkat edelim. Metalle çok temas ettirmemeye özen gösterelim ancak kesmek veya işlem uygulamak zorundaysakta hemen taze olarak tüketelim.
Pişirmek için kullandığımız kapta çok önemlidir.Bakır ve demir ile temasında kaybımız çoktur malesef. Suyla aşırı pişirme işleminden geçirmemeliyiz.
C vitamininden en zengin besinler;

        Yeşil sebzeler
        Turunçgiller
        Çilek
        Domates
        Kuşburnu
        Maydanoz
        Patates


Bu besinleri yeterli miktarlarda kullanarak bağışıklığımızı güçlü tutalım.
Sizinle bir sonraki yazımda bağışıklık güçlendirici 3 tarif paylaşacağım.
Takipte kalın

KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Metabolik sendrom nedir ?

Metabolik sendrom , günümüzde sıkça karşılaştığımız insülin  direncinin yanında  abdominal obezite, hipertansiyon , düşük HDL-k + yüksek trigliserit  ve hipergliseminin en az 2 yada 3'ünün  birlikte  bulunma  durumudur.  Ülkemizde  kadınlarda  daha sık karşılaşılan metabolik sendrom yaş arttıkça daha sık görülmektedir.  Abdominal obezite  için  bel çevresi  dikkate alinmakla birlikte  erkeklerde > 102 cm, kadınlarda >88 cm  risk grubudur. Trigliserit ve HDL-k için yapılan kah tahlillerinde trigliserit>150 mg/dL durumunda  hipertrigliseridemi tanısı almış olacaksınız ve bu gösteriyor  ki artık  beslenmenize dikkat  etmelisiniz . Hiperglisemi pek çok  kişininde  bildiği  gibi  açlık  kan şekerinin  >100 mg/dL  olma durumudur. Obezite ile başlayan  bu yolculuk insülin  direncini, diyabeti, damar hastalıklarını , hipertansiyonu ileriki aşamada da polikistik over sendromunu ve yağlı  karaciğer hastalıklarına  kadar giden bir tabloyu oluşturmaktadır.  Temelinde ise az bir yüzdeklikle genetik  yatkınlık  olsada yüksek oranla YANLIŞ BESLENME yatmaktadır. 
Metabolik sendromda BESLENME tarzına dikkat edilmelidir. Temelinde obezitenin ve insülin  direncinin  yattığı bu kompleks sendromu tedavi etmek için  ilk olarak vücut  ağırlığının düşürülmesi hedeflenmelidir. Orta derece vücut  agırlığı kaybıyla  yüksek oranda insülin  direncinde normalleşme  görülmektedir. Mutlaka günlük  hareket  /spor eklenmelidir. Kanda bulunun yağ asitleri düşüklüğü  ve yükseliği  açısından  egzersizin etkisi yadsınamaz.  Ayrıca fiziksel aktivite sayesinde kilo kontrolüde daha rahat sağlanacaktır.   Diyet ayarlanırken protein yağ oranına dikkat edilmeli ve kesinlikle uzman tarafından  takip edilmelisiniz. Her zaman olduğu  gibi  metabolik sendromdada sıvı  tüketimine  önem  vermeliyiz.  Kişisel  olarak değişmekle  birlikte  günlük  ortalama 2-3 litre sıvı tüketilmelidir. Bu sendromda az az sık sık beslenmek çok  önemlidir.  İnsülin direncinin kırılması  noktasındada size yardımcı  olacak bu beslenme tarzı öğünlerde  fazla tüketimi  de engelleyecektir.  Son olarak farklı ve spesifik bir besleme tarzı  olan akdeniz diyeti uygulamasıda öneriler arasındadır .

DEVAMI

Karantina Döneminde Sporcularda Beslenme

Canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi , büyüyüp gelişebilmesi, sağlığını koruyabilmesi için besinleri  yeterli ve dengeli kullanmasına beslenme denilir. Burada tabiki yeterli ve dengeli kısmı çok önemlidir.  Sağlıklı bir yaşamın en önemli püf noktası yeterli ve dengeli  olarak tükettığimiz öğünlerdir . Son zamanlarda ise maruz kaldığımız ve hızla artmakta olan Covid-19 virüs bulaşları ve yaşadığımız karantina sürecinde pek çok kişinin beslenme algısı maalesef ki değişmeye başlamıştır bile. Bağışıklık güçlendirmek çok ve yanlış besinler tüketmek değil doğru besinleri gerektiği kadar tüketmektir.
Karantina sürecinden en çok etkilenecek gruplardan biri ise sporcular . aklımıza tabi ki sporcular nasıl beslenmelidir neler tüketmelidir gibi sorular geliyor.
Normalde yoğun programlarla çalışan sporcularımız karantinayı aslında dinlenme toparlanma süreci olarak da değerlendirebilirler. Bu dönemde performans kaybetmemek için mutlaka beslenmeye dikkat etmeliyiz. Psikolojik olarak da kendilerini üzmemeli vücudun dinlenirken ve doğru beslenirken de aslında gelişeceği unutulmamalıdır.  
Karantinada özellikle beslenme saatlerine dikkat edilmeli normal saatlerin çok dışına çıkılmadan ve biyolojik saati etkilemeden düzene devam edilmelidir. Ana öğünlerin yanı sıra ara öğünlerle de beslenme desteklenmelidir.  Bağışıklık için özellikle A ve C vitamininden zengin besinler 2 öğün sofrada bulunmalıdır. Bu sebzelere örnek , havuç, portakal, kivi, brokoli verebiliriz. Enerjisi yüksek olan tahıl gruplarımız sporculara bu dönemde enerji kaybı yasamamak için yardımcı olacak bir gruptur. Günlük enerjimizin çeyreğini tahıllardan sağlayabilirler. Sporcuların en çok sevdiği ve tükettiği gevrekler ise birer ara öğün seçeneği olabilir. Kas kaybı yaşamamak için ise dikkat edeceğimiz en önemli grup protein grubudur. Sporcu günlük alması gereken enerjinin hemen hemen yarısını proteinlerden sağlamalıdır ki hem kas gücü değişmesin hem de bu süreci eğer yenilenme olarak değerlendireceksek vücut kendini daha sağlıklı yollarla toparlayabilsin. Sıvı tüketimine değinmeden geçmeyelim.  metabolizmanın vücudun en iyi dostu Su. sporcu günde en az 3 lıtre suyu mutlaka tüketmelidir . suyu tek seferde tüketmekten kaçınmalı yudum yudum tüketmeliyiz.
Boş enerji kaynaklarından elimizden geldiğince uzak durmalıyız . Fazla karbonhidrat ve yağ vücutta hiç bir işe yaramamakla birlikte sadece yağ kütlesini artırmaktadır . Basit karbonhidratı yüksek şekerli, hazır paketli gıdalardan uzak durmalı , tüketmemiz gerekirse tam tahıllı ürünleri tercih etmeliyiz.

Nelişah ÖZCAN (ORAMAN)

DEVAMI

Nar
01 2017, 16:57

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • Formeform Ekibi
  • Diyet Merkezimiz
  • Açılış Resimleri

Videolar